Akademik Kadro Atamalarının İptali
Bu yazıda yükseköğretim kurumları tarafından yayımlanan akademik personel kadrosu atama süreci ve sürecin çeşitli aşamalarında söz konusu olabilecek hukuka aykırılıklara karşı adaylar tarafından takip edilebilecek hukuki süreçler ele alınmaktadır.
Av. Onat Pehlivan
Bu yazımızda öğretim elemanı kadrosu atamalarına ilişkin süreçler ele alınacak, bununla birlikte hak kaybı yaşayan adaylar tarafından atama sürecinin çeşitli aşamalarında oluşan hukuka aykırılıklara karşı takip edilebilecek yollara değinilecek ve dava süreçleri anlatılacaktır.
Kadroya Atanma Süreci
Yükseköğretim kurumları tarafından çeşitli dönemlerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadrosu olarak araştırma görevlisi veya öğretim görevlisi; ya da öğretim üyesi kadrosu olarak doktor öğretim üyesi veya profesör gibi unvanlarla kurum bünyesinde görev yapmak üzere öğretim elemanı alım ilanları yayımlanmaktadır.
Akademik kadro atama süreci özetle; kadro ilanının yayımlanması, kadro ilanına adaylar tarafından yapılan başvuruların toplanması, adayların başvurularının ön değerlendirmesinin yapılması, ön değerlendirme aşamasında başarılı olan adayların giriş sınavına tâbi tutulması, sınava giren adayların başarı parametrelerinin bir bütün halinde değerlendirilmesiyle nihai değerlendirme sonuçlarının oluşturulması ve nihai değerlendirme sonuçlarında en yüksek başarı sırasına sahip aday(lar)ın kadroya atamasının yapılması aşamalarından meydana gelmektedir.
Kadro İlanının Yayımlanması ve Başvuru
Akademik kadrolara atama yapılacağı zaman ilk olarak, atamanın yapılacağı yükseköğretim kurumu tarafından bir kadro ilanı oluşturulması ve bu ilanın Resmi Gazete'de yayımlanması gerekmektedir. Alım yapacak yükseköğretim kurumu tarafından yayımlanacak ilanın niteliğine ilişkin esaslar Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.8/2 düzenlemesinde yer almaktadır.
Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.8/2:
"İlan metninde, aranacak ve bu Yönetmelik kapsamında belirlenmiş olan şartlar, son başvuru tarihi, ön değerlendirme sonuçlarının ilan tarihi, giriş sınavı tarihi, yabancı dille eğitim-öğretim yapılan programlardaki öğretim görevlisi kadrolarında senato kararıyla sözlü sınav sonucu 60 ve üzeri puan alanlar için yazılı sınav yapılacaksa yazılı sınav tarihi, sınav sonuçlarının açıklanacağı günler ile internet adreslerini içeren sınav takvimi de belirtilir. Son başvuru tarihi, ilan tarihinden itibaren on beş günden az olarak belirlenemez. Adayların başvuruları, ilanda belirtilen adrese şahsen veya posta yoluyla ya da ilanda belirtilmiş olması halinde internet yoluyla yapılır. Postadaki gecikmeler nedeniyle ilanda belirtilen süre içinde yapılamayan başvurular dikkate alınmaz."
Kadro ilanının kurum tarafından yayımlanmasının ardından kadroya atanmak isteyen adaylar kadronun ilan edildiği kuruma ilan metninde ifade edilen şekilde yazılı olarak başvuruda bulunur. Adayların başvurularının geçerli olması, yapılan başvurunun ilan metninde kurum tarafından öngörülen şekil şartlarına uygun olması ve yine ilan metninde başvuru ekinde kurum tarafından adaydan talep edilen bilgi ve belgelerin eksiksiz biçimde kuruma süresinde sunulmasına bağlıdır. Bu aşamada bir aksilik yaşanmaması adına adayların:
Kuruma yapılacak başvurunun (eğer mevcut ise) kurumun resmi web sitesinde yer alan bir şablon başvuru dilekçesi/formu kullanılarak yapılması,
Başvurulmak istenen kadroya ilişkin olarak ilan metninde yer alan özel şartların titizlikle incelenmesi,
İlan metninde yer alan başvuru sürelerine dikkat edilmesi,
Kadronun açıldığı kurum tarafından başvuru dilekçesi ekinde talep edilen ek bilgi ve belgelerin nitelik ve nicelik olarak eksiksiz sunulduğunun teyit edilmesi,
Kuruma başvurunun yapılmasının ardından evrak kayıt biriminden başvuruya ilişkin kayıt numarasının edinilmesi ve not edilmesi
gibi hususlara özen göstermesi büyük önem arz edecektir.
Uygulamada bu aşamada sıkça karşılaşılan bir durum yükseköğretim kurumları tarafından ilan edilen kadroların özel şartlarında spesifik detaylara yer verilmesi suretiyle kişiyle özel kadro tahsisi yapılmasıdır. Böyle bir durumda aday tarafından öncelikle kuruma yazılı itirazda bulunulup olumlu sonuç elde edilememesi halinde dava yoluna gidilmesi, veya doğrudan dava açılması mümkündür.
Ön Değerlendirme
İlan edilen kadroya son başvuru tarihinin geçmesiyle birlikte kurum, kadroya yapılan başvuruları değerlendirmeye alır. Bu süreçte öncelikle yapılan başvuruların ilgili mevzuat ve kurum tarafından yayımlanan kadro ilanında yer alan hususlara uygun olup olmadığı incelenir, akabinde bu bakımdan herhangi bir eksiklik bulunmayan başvuruların ALES Puanı ve Yabancı Dil Puanı parametreleri baz alınarak bir başarı sıralaması oluşturulur. Bu sıralama oluşturulurken adayların ALES ve Yabancı Dil Puanları farklı oranlarda dikkate alınır. Bu oranların nasıl belirleneceği Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.10 hükmü ile öngörülmüştür.
Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.10:
"Sınav jürisi; başvuran adaylar arasından ilan edilen kadro sayısının on katına kadar adayı, meslek yüksekokullarında bu kadrolarda istihdam edilecekler de dâhil olmak üzere bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki öğretim görevlisi kadrolarında ALES puanının %40’ını ve yabancı dil puanının %60’ını; bu Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolarda ALES puanının %60’ını ve yabancı dil puanının %40’ını; meslek yüksekokullarına müracaatlarda ise ALES puanının %70’ini ve lisans mezuniyet notunun %30’unu dikkate alarak belirler ve kadro ilanında belirtilen internet adresinde ilan eder. Bu sıralamaya göre son sırada aynı puana sahip birden fazla adayın olması halinde, bu kişilerin tamamı sınava çağrılır. Başvuru sayısının ilan edilen kadronun on katından az olması halinde, adayların tamamı giriş sınavına alınır. Adayların ön değerlendirmede dikkate alınan puanları ile lisans mezuniyet notları, kadro ilanında belirtilen internet adresinde ilan edilir."
Düzenleme metninden de anlaşılacağı üzere, ön değerlendirme aşamasında oluşturulan başarı sıralamasında ancak belli bir dereceye girebilen adaylar bir sonraki aşamaya geçme hakkı elde edebilmektedir. Bu aşamada adayların sıradaki aşamaya geçme hakkı kazanamamasına sebep olabilecek iki ana unsur, adayın başvurusunda mevzuat hükümleri veya ilan şartlarına aykırı bir durum bulunması veya adayın ALES puanı ve Yabancı Dil Puanının oluşturulan sıralamada yeterli başarıya ulaşılamamasıdır.
Adayın başvurusunda mevzuat hükümlerine veya ilan şartlarına aykırı bir durum tespit edilmesinden dolayı adayın ön değerlendirme sürecine dahil edilmemesi halinde öncelikle vakit kaybedilmeden kurum ile iletişime geçilerek bu durumun sebebi öğrenilmelidir. Örnek olarak aday tarafından yabancı dil puanını belgelemek adına YÖKDİL puanı sunulmuş, ancak adayın YÖKDİL puanının beş yıldan daha eski bir tarihte elde edilmiş olmasına dayanılarak başvurusunun reddedilmesine karar verilmiş olabilir. Oysa YÖKDİL sınav puanının geçerlilik süresi ancak lisansüstü eğitim programlarına yapılacak başvurular bakımından söz konusu olup akademik kadro atamaları bakımından herhangi bir süre sınırına tâbi değildir. Böyle bir durumda atılabilecek ilk adım, aday tarafından ilgili kuruma yazılı bir itiraz dilekçesi sunularak durumun açıklanması ve ön değerlendirme sürecinin adayın başvurusunun da geçerli sayılacak biçimde tekrardan yapılmasının talep edilmesidir. Ön değerlendirme sonuçlarının açıklandığı tarih ile sıradaki aşama olan giriş sınavı arasındaki tarihlerde ilgili kurum tarafından bu itirazın değerlendirilmesi ve kabul görmesi halinde aday giriş sınavına katılmaya hak kazanabilecektir. Kurum tarafından bu itiraza itibar edilmemesi ve süreç sonucunda başka bir adayın kadroya atanması halinde ise, ön değerlendirme sürecine haksız olarak dahil edilmeyen adayın dava yoluna gitmesi mümkün olup davayı kazanması halinde atama işleminin iptaline karar verilebilecektir. İfade edilmelidir ki, aday tarafından kuruma yazılı itirazda bulunulması şart olmayıp doğrudan dava yoluna gidilmesi de mümkündür.
Giriş Sınavı
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.3/C hükmü ile her ne kadar kamu bünyesinde yapılacak atamaların liyakat esasına dayanılması suretiyle gerçekleştirileceği öngörülmüşse de, uygulamada adayların giriş sınav sonuçlarının çeşitli nedenlerle hakkaniyetli biçimde belirlenmediği ve neticeten atama işlemlerinin liyakat esasından uzaklaşılarak gerçekleştirildiği görülmektedir.
Kurum tarafından Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.10 düzenlemesi uyarınca hangi adayların giriş sınavına katılmaya hak kazandığına da yer verilerek ön değerlendirme sonuçları ilan edilir.
Giriş sınavları sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Giriş sınavlarının yazılı olarak yapılması esasken, sözlü giriş sınavı yapılması istisnaidir. Giriş sınavlarına ilişkin esasların belirlendiği düzenleme, Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.11 hükmüdür.
Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.11:
"(1) Giriş sınavı, sınav jürisi tarafından; bilim alanı yabancı dille ilgili olan birimlerdeki öğretim görevlisi kadroları ile 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca zorunlu yabancı dil dersini vermek üzere atama yapılacak öğretim görevlisi kadroları için adayların mesleki ifade ve bilgi becerisi ile anlatım yeteneğini ölçecek şekilde sadece sözlü, bu Yönetmelik kapsamındaki diğer kadrolar için ise ilan edilen alanla ilgili bilgi düzeyini ölçecek şekilde sadece yazılı sınav olarak yapılır. Yabancı dille eğitim ve öğretim yapılan programlardaki öğretim görevlisi kadrolarında sözlü sınav yapılır. Ancak senato kararı olması halinde sözlü sınav sonucu 60 ve üzeri puan alanlar için yazılı sınav da yapılır. Bu durumda olanların giriş sınavı puanı, sözlü sınav ile yazılı sınavın puanlarının aritmetik ortalaması alınarak hesaplanır.
(2) Sınav jürisi, yazılı ve sözlü sınavın nesnel, ölçülebilir ve denetlenebilir olmasını sağlar. Raportör olarak belirlenen üye, yazılı ve sözlü sınavların soru ve cevaplarını tutanak altına alır.
(3) Sözlü sınav sonuçları, kadro ilanında belirtilen internet adresinde ilan edilir. Sözlü sınav sonucu 60 puanın altında olanlar başarısız sayılır ve nihai değerlendirme aşamasına geçemezler."
Hükmün ilk fıkrasında ifade edildiği üzere, zorunlu yabancı dil dersi vermek üzere ataması yapılacak öğretim görevlisi kadroları dışındaki kadrolarda yalnızca yazılı sınav yapılması gerekmektedir. Yazılı giriş sınavı yapılması öngörülen kadrolarda sözlü giriş sınavı yapılması hukuka aykırı olacaktır. Keza iki usulün birlikte uygulanması (giriş sınavının hem sözlü hem yazılı olması) halinde de sınav hukuka aykırı biçimde yapılmış olacaktır. Bu şekilde yönetmelikte öngörülen esaslara aykırı biçimde yapılan giriş sınavları neticesinde gerçekleştirilen atama işlemlerinin dava yoluna gidilmesi halinde mahkemece iptaline karar verilecektir.
Sözlü sınav usulüne göre yapılan giriş sınavları neticesinde yapılan puanlandırmaya yapılacak itirazlar veya bunlara karşı dava yoluna gidilmesiyle olumlu sonuç elde edilmesi güçtür. Zira sınav sonuçlarına karşı dava yoluna gidecek aday, giriş sınav puanlarının hakkaniyetli biçimde belirlenmediği yönündeki iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Sözlü sınav puanlandırmasına ilişkin tek dayanak belge puanlamayı yapan jüri tarafından hazırlanan rapordur. Rapor içeriğinin ise adaya verilen puanı haklı çıkaracak biçimde düzenlenmesi mümkündür.
Yazılı sınav usulüne göre yapılan giriş sınavlarında ise adayların sınav cevap kağıtları, giriş sınavlarını değerlendiren jüri tarafından adayların giriş sınavlarının puanlamasına ilişkin gerekçeli değerlendirme raporları ve cevap anahtarları kurum arşivlerinde tutulmaktadır. Bu sebeple bir aday tarafından giriş sınav sonucunun hakkaniyetli biçimde belirlenmediğini öne sürerek dava yoluna gidilmesi halinde, adayın iddialarına dayanak edebileceği deliller bulunduğundan olumlu bir sonuç alması imkân dahilindedir.
Nihai Değerlendirme
Giriş sınav sonuçlarının belirlenmesinin ardından adayların ALES Puanı, Yabancı Dil Puanı, Lisans Mezuniyet Not Ortalaması ve Giriş Sınav Puanı parametrelerinin çeşitli oranlarda ağırlıklandırılması suretiyle bir nihai değerlendirme puanı belirlenir. Adaylar, nihai sonuç puanlarına göre bir başarı sıralamasına tâbi tutularak en başarılı aday veya adayların kadroya ataması gerçekleştirilir.
Nihai değerlendirme aşamasındaki sonuçlar esasında bir hesaplama işleminden ibaret olduğundan bu aşamada maddi bir hata bulunmadıkça itiraz edilebilecek bir husus bulunmayacaktır. Örnek olarak bir adayın ALES puanının nihai değerlendirme sonuç tablosunda gerçekte olduğundan eksik yazılmasından dolayı başarı sıralamasının değişmesi halinde bu hatanın düzeltilmesi adına itiraz veya dava yoluna gidilmesi mümkün olacaktır.
Atama İşlemine Karşı Başvurulabilecek Hukuki Yollar
Nihai değerlendirme sonuçlarının ilan edilmesinin akabinde nihai değerlendirme sonuçlarına göre en başarılı olan aday veya adayların ilan edilen kadroya atamasının yapılması aşamasına geçilir. Hak kaybı yaşayan adaylar, alım yapacak kurum tarafından nihai değerlendirme sonuçlarının yayımlanmasından itibaren farklı hukuki yollara başvurabileceklerdir.
Alım Yapan Kuruma Yazılı Olarak İtirazda Bulunulması
Nihai değerlendirme sonuçlarında yer aldığı başarı sırasının gerçeği yansıtmadığı görüşünde olan adaylar ilk olarak doğrudan kadro ilanını veren yükseköğretim kurumunun rektörlüğüne yazılı olarak itirazda bulunabilirler. Kuruma yazılı olarak itirazda bulunmak dava açabilmek için şart olmamakla birlikte, itirazda bulunulması halinde adayın iptal davası açma süresi durur. Adayın itirazını nihai değerlendirme sonuçlarının yayımlandığı tarihten itibaren azami 60 gün içerisinde yapılması gerekmektedir. Kurum tarafından itirazın kuruma sunulduğu günden itibaren 30 gün içinde cevaplanması gerekir. Kurum tarafından 30 günlük cevap süresinin geçmesine rağmen bir cevap verilmemesi halinde kurumun ilgilinin başvurusunu reddettiği kabul edilir (zımnen ret). Başvuran adayın kurum tarafından cevabın kendisine tebliğ edildiği günden itibaren ya da 30 günlük cevap süresinin dolmasından itibaren, itirazı kuruma sunduğu tarihte duran dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Adayın sunacağı itiraz dilekçesinde, itiraz edilen ve neticeten talep edilen hususlar açık ve net biçimde ifade edilmelidir. Örnek olarak, ön değerlendirme sonuçlarında ilk sırada olan bir adayın giriş sınavından beklediğinden çok daha düşük bir puan alması sebebiyle nihai değerlendirmede son sıraya düşmesi halinde aday itiraz dilekçesinde giriş sınav puanının gerçeği yansıtmadığını ifade ederek cevap kağıdının tekrar değerlendirilmesini ve nihai değerlendirme sonuçlarının da bu doğrultuda düzeltilmesini talep edebilir.
Kurumlara itirazda bulunmak zaman ve maddiyat bakımından en ekonomik yol olarak öne çıkmakla birlikte, başarı oranı olarak bakıldığında çoğu zaman olumlu sonuçlanmamaktadır. Kuruma yapılan itirazın açık veya zımni olarak reddedilmesi halinde adayın aşağıda belirtilen diğer yollara başvurması gerekecektir.
Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık) Başvurusu
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK, Ombudsmanlık), vatandaşların kamu kurumları tarafından tesis edilen işlemlere karşı dava açmadan önce başvurabileceği bir mercidir. Başvurucunun KDK başvuruları için herhangi bir masraf veya ücret ödemesi gerekmez. Başvurular online olarak e-Devlet üzerinden yapılabilmektedir. Yükseköğretim kurumları tarafından tesis edilen işlemler KDK'nın görev alanı kapsamında yer almakta olup atama işlemlerine karşı KDK'ya başvurularak şikayette bulunulması mümkündür.
Dava açmaktan farklı olarak KDK'ya başvurulabilmesi için adayların öncelikle kuruma atama işlemine karşı itirazda bulunmuş olması gerekmektedir. Adayın, kurum tarafından itiraza karşı verilen cevabın adaya tebliğ edildiği günden itibaren ya da 30 günlük cevap süresinin dolmasından itibaren 6 ay içinde KDK'ya başvurması gerekmektedir. KDK'ya başvurulduğu andan itibaren adayın dava açma süresi durur.
KDK, kendisine yapılan şikayet başvurularını başvuru tarihinden itibaren 6 ay içerisinde karara bağlar. KDK tarafından başvurunun değerlendirilmesi sonucunda tavsiye kararı ya da ret kararı olmak üzere iki farklı temel karar türü bulunmaktadır. Tavsiye kararı, KDK'nın başvurucunun başvurusunu haklı bulduğu anlamına gelir. Karar KDK tarafından şikayet edilen kuruma gönderilir ve kurum tarafından 30 gün içinde karar doğrultusunda işlem tesis edilmesi gerekir. Kurumun bu süre içinde tavsiye kararına uymaması halinde adayın duran dava açma süresi devam eder ve aday bu süre içinde idare mahkemesinde dava açma yoluna gidebilir. Kurum tarafından KDK kararlarına gerekçesiz veya yetersiz bir gerekçeyle uyulmaması halinde kurum yetkilileri aleyhine bazı yaptırımlar öngörülmüşse de, KDK kararları mahkeme ilamları gibi bağlayıcı nitelikte olmayıp şikayet edilen kurum tarafından aksi yönde hareket edilebilmesi mümkündür.
KDK tarafından ret kararı verilmesi ise şikayette bulunan adayın başvurusunun KDK tarafından haklı bulunmadığı anlamına gelmektedir. Bu durumda da adayın KDK'ya başvuru anında durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden devam eder. Bu bakımdan KDK ret kararları kesin bir nitelik taşımamaktadır.
Adayın KDK'ya başvurduktan sonra KDK tarafından henüz karar verilmemişken idare mahkemelerinde dava açabilmesi de mümkündür. Bu durumda şikayet konusu işlem yargıya intikal ettiğinden KDK tarafından karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilir.
KDK başvurusu; başvuran nezdinde herhangi bir mali külfete yol açmaması ve yargı yoluna kıyasla daha kısa bir sürede karar verilmesi gibi avantajlar ihtiva eden bir hukuki yoldur. Buna karşın KDK kararlarının kesin nitelikte ve bağlayıcı olmaması gibi dezavantajları da bulunmaktadır.
İdare Mahkemelerinde İptal Davası Açılması
Akademik kadro atama işlemlerine karşı gidilebilecek en kesin ve güvenilir hukuki yol ise dava yolu olarak öne çıkmaktadır. Aday tarafından atama işlemini gerçekleştiren yükseköğretim kurumunun tesis ettiği işlemin iptal edilmesi için idare mahkemelerinde iptal davası açılması gerekmektedir. Davanın, işlemle ilgili olarak kuruma itirazda bulunmadıysa işlemin tesis edildiği günden itibaren 60 gün içinde açılması gerekmektedir. Eğer aday tarafından öncelikle kuruma bir itiraz dilekçesiyle başvurulmuşsa, dava açma süresi itirazın yapıldığı tarihten itibaren durur. Kurum tarafından adayın itirazının açık ya da zımni olarak reddi halinde ise dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Yürütmenin Durdurulması Talebi
Aday tarafından atama işleminin iptali istemli olarak açılabilecek davalarda mahkemeden işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi de talep edilebilir. Yürütmenin durdurulması kurumu 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) m.27 hükmünde düzenlenmiştir. Yürütmenin durdurulması kurumu, "kişileri iptal davası sonuçlanıncaya kadar hukuka aykırı idari işlemin olumsuz etkilerinden korumak, ileride giderilmesi veya düzeltilmesi imkânsız veya zor olan durumları önlemek, idarenin hem olası bir tazmin yükünden kurtarılması hem de hukuk sınırları içinde kalması sağlanarak hukuk devletinin kesintiye uğramadan devamını temin etmek amacı" (AYM, E.2016/205, K.2019/63, 24/7/2019) taşıyan bir ara karardır. Mahkeme tarafından dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilmesi için iki temel şart aranır. Bu şartlar İYUK m.27/2 hükmünde "idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi" şeklinde belirtilmiştir.
Özetle; mahkeme tarafından davalı yükseköğretim kurumu tarafından gerçekleştirilen atama işleminin açıkça hukuka aykırı olduğu ve davayı açan adayın bu işlem sebebiyle giderilmesi güç veya imkansız zararlara uğrayacağı görülürse, atama işlemi ile ilgili olarak idare mahkemesi tarafından nihai bir karar verilene kadar işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilir. Bu durumda kadroya atanan adayın görevine son verilmesi ve onun yerine davayı açan adayın atamasının gerçekleştirilmesi söz konusu olabilir. Buna karşın yürütmenin durdurulması kararı davadaki nihai karar olmadığından davacının yürütmenin durdurulması kararına istinaden kadroya atanması halinde kesinlik arz eden bir durumdan bahsedilemeyecektir.
Genel Olarak Dava Süreci
Davanın açılmasıyla birlikte mahkeme ilk olarak davalı kurumdan işlemle ilgili bazı bilgi ve belgeler talep edecektir. Örneğin; davanın giriş sınav sonuçlarının hatalı belirlenmiş olması sebebiyle atama hakkını kaybeden bir aday tarafından açılması halinde mahkeme tarafından ataması yapılan aday ile davacı adayın sınav cevap kağıtları, sınav cevap anahtarları, jüri değerlendirme raporları gibi belgelerin gönderilmesi istenecektir.
Bu bilgi ve belgelerin davalı kurum tarafından gönderilmesiyle birlikte mahkeme, adayların sınav cevap kağıtları ve cevap anahtarlarını kadronun açıldığı alanda uzman bir bilirkişiye göndererek davalı kurum tarafından takdir edilen giriş sınav puanlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı konusunda görüş isteyecektir. Bu tür davalarda bilirkişi, genellikle kadronun açıldığı alanda görev yapan akademisyenlerden seçilmektedir.
Bilirkişi raporunda adaylar tarafından verilen cevaplar için davalı üniversitenin jüri heyeti tarafından takdir edilen puanların isabetli olup olmadığı hususu değerlendirilecektir. Buna ek olarak bir adayın vermiş olduğu cevapların jüri tarafından hazırlanmış cevap anahtarındaki cümle düzeni ile önemli ölçüde bir benzerlik taşıması gibi hususlara da bilirkişi raporunda yer verilecektir.
Mahkeme nezdinde bilirkişi raporunun tatmin edici ve yeterli olduğu kanaati oluşması halinde rapor doğrultusunda karar verilecektir. Aynı örnekten devam edilecek olursa; davacı adayın bilirkişi tarafından belirlenen giriş puanının nihai değerlendirme sonuçlarında kendisine atama hakkı getirecek kadar yüksek belirlenmesi halinde, mahkeme tarafından ataması yapılan adayın atama işleminin iptaline ve ilgili kadroya davacının atamasının yapılmasına karar verilecektir. Buna karşın mahkeme tarafından atama işleminin iptal edilmesi yönünde karar kurulsa dahi, eğer kurum tarafından yapılan giriş sınavının usule veya yasaya aykırı biçimde yapıldığı tespit edilirse ilgili kadroya davacının atamasının gerçekleşmemesi de söz konusu olabilir. Örnek olarak kurum tarafından yapılan giriş sınavında sorulan soruların adaydan beklenen cevabın ne olduğu anlaşılamayacak kadar muğlak olması halinde atama işleminin iptal edilmesine karar verilecek, ancak bu iptal giriş sınavının kendisinin hukuka aykırı olmasından kaynaklandığından dolayı kadroya atanan aday yerine davacı adayın atanmasına karar verilemeyecektir.
İptal davasının kazanılması sonucunda davacı adayın kadroya atanması gerektiğine karar verilmesi halinde, davalı kurum tarafından davacı adayın mahrum kaldığı geçmişe dönük parasal ve özlük haklarının ödenmesi talep edilebilecektir. Yani davacı, diğer adayın atamasının yapılmış olduğu tarihten itibaren elde etmiş olacağı maaşları ve diğer özlük haklarını da davalı kurumdan talep edebilecektir.
Süreç, yürütmenin durdurulması talepli davalarda da bu şekilde ilerlemektedir. Buna karşın uygulamada kurumların davacının mahrum kaldığı parasal ve özlük hakların ödenmesi için davanın sonuçlanmasını ve iptal kararı verilmesini beklediği görülmektedir.